top of page

Çocuk Çizimlerinin Önemi

 

 

Çizimler ve resim, kişinin dünyasını kendi diliyle ifade ediş biçimi ve zihinsel gelişiminin göstergesi olarak nitelendirilebilir. Kendini henüz sözel olarak ifade etmede yetişkinler kadar başarılı olamayan çocuklarda, kendiliğinden yaptıklari resimler, tıpkı kurdukları oyunlardakı gibi, iyi analiz edildiğinde, bize iç dünyalarına yolculuk imkanı sağlar. Resim çocuklar için hem eğlendikleri, hem güzel vakit geçirdikleri hem de üretken oldukları bir alandır. O an içinde bulundukları hayal dünyası, ruh hali her ne ise, orada beraber yolculuk yapmak için bize davetiye verirler. Resim çocuğun iç dünyasının kağıtlara dökülmüş halidir. Nasıl çocukları tanımak için oyunlarına bakıyorsak, resimler de aynı şekilde bize bilgi verebilir.

 

Çoğunukla çizimler bir şeyin temsil edilişi olarak kabul edilir ancak her çizimin ve karalamanın psikolojik durumun temsili şeklinde nitelendirilmesi çok da doğru değildir. Yaptıkları resimler, çocukların hikayeleriyle birleştirildiğinde anlam kazanır. Resimlerde hem o güne dair gerçekleri bulma şansımız vardır hem de çocuğun gerçekleşmesini istediği arzularına. Dolayısıyla mutlu aile tablosu çizen bir çocukla ilgili olarak hemen çok mutlu bir aile içinde olduğunu söylemek yanlış olacaktır. Belki de mutlu bir ailenin özlemini çekiyor olabilir. Dolayısıyla az önce de söylediğim gibi alınan bilgiler cok önemlidir.

 

Resimler çocukların hayal dünyaları, dünyayı yapılandırmalarının yanı sıra sosyal yaşamlarındaki kişilerle ilişkilerini de yansıtır. Onlarla olan sorunlarını ve bunları çözmelerine yönelik kullandıkları yollar hakkında ip uçları verirler. Mesela evde yaptığı bir yaramazlıktan dolayı cezalandırılan bir çocuk, o olayı hemen oyununa yansıtır. Aynı durumu tekrar tekrar canlandırarak yaşadığı bu stresi farklı hikayelerle sonlandırarak azaltır. Birebir benzerini resimlerinde de görebiliriz; öğretmenini ve okulunu sevmeyen bir çocuk, bunun gerginliğini çizdiği 'rengarenk' okul resimlerinde azaltıyor olabilir.

 

Çocukların resimlerinin en büyük önemi, onların düşünce biçimlerini yansıtmasıdır. Hem serbest hem de yönlendirilmiş resim çalışmalarında, çocuşun kağıdı tutuş ve kullanış biçimi, seçtiği renkler, kompozisyon ve çizim sırası, çocukla calışan uzman açısından çok değerlidir. Çünkü çocuk resim yaparken kendi yarattığı dünyasını dışarı yansıtır ve bu onun tamamen özgür olmasını sağlar. Burada çocuk tamamen doğaldır ve onun dünyasına girmemiz için bize anahtar uzatır. Ancak şu unutulmamalıdır ki hiç bir resim çocuğun algı dünyasının otomatik çıktısı değildir. Uzmanların deneyimleri sonucu yaptığı değerlendirmeler sadece fikir verici niteliktedir, kesin doğrulari yansıtmaz. Hatta analiz öncesi resimlerini bir de çocukların kendi ağzından dinlemek, çok daha sağlıklı sonuçlara ulaşmada yardımcı olacaktır.

 

Kısacası resim; klinik açıdan bakıldığında kişiliğin değerlendirilmesi ve ruhsal bozukluklar hakkında fikir sahibi olunması açısından yararlı olmaktadır. Psikolojik düzeyde değerlendirdiğimizde resim; hem tanı hem tedavi aşamasında kullanılırken, fizyolojik açıdan baktığımızda hem ince motor gelişimini hem de el-göz koordinasyonunu değerlendirmemiz açısından çok büyük önem taşımaktadır.

 

İletişim aracı olarak çizimler

 

Resim, çocuğun dış dünyayı algılayışının bir göstergesi kabul edilirse, yetişkinle ve uzmanla iletişim kurmasında çok büyük bir paydası olduğu su götürmez bir gerçektir. Seanslarda açılmada güçlük yaşayan çocuklarla resim çalışmalarında çok güzel sonuçlar alınır. Çizim çocuğun sözsüz dilidir. Bu hem uzmanla çocuk arasında iletişimin yumuşamasına yardımcı olur hem de çocuğu tanımak açısından önemlidir. Kısacası resimler; çocuğun zeka, kişilik ve yakın çevresiyle ilgili iç dünyasını bize yansıttığı çok önemli bir araçtır.

 

Her çocuk kendi dünyasını, kendi açısından ve en yalın haliyle bizlere resim ve oyun aracılığıyla sunar. İkiz kardeşler olsalar dahi hiç bir zaman iki çocuk gelişimsel, zihinsel ve düşünsel olarak birebirlik göstermez. Her biri gelişim, anlayış ve dış dünyayı algılama açısından farklılık gösterir ve farklı yorumlamalar yapar. Dolayısıyla her çocuğun resmini karşılaştırma yapmamaksızın kendi içinde değerlendirmek çok değerlidir. Çizim, hem dış dünyayı temsil eder, hem de iç dünyanın ve duyguların sembolik bir ifadesidir.

 

Çocuklarda çizimlerin gelişim dönemleri:

 

Her çocuğun bedensel ve zihinsel gelişimi birbirinden farklılık gösterir. Aynı çerçeveden değerlendirdiğimizde, her çocuğun bir sanat evresinden diğerine ulaşmasının da aynı zaman diliminde olacağını söylemek yanlış olur. Bu farklılık birebirlik olmadığı anlamdadır, yine de her çocuk hemen hemen aynı yaş civarlarında aynı evrelerden geçmektedir. Tabi ki tüm bunları,üstün zekalı ve zeka geriliği olan çocuklardan farklı tutarak söylemek yerinde olur.

 

Özetle en geniş haliyle bakmak gerekirse, hem ince motor gelişimi, hem algısal ve zihinsel gelişimle beraber çocukların çizimleri yaşlar büyüdükçe daha ayrıntılı, oranlı ve gerçekçi olur. Sayfada yalnızca karalama olarak başlayan çizimler, yavaş yavaş bir kompozisyon halini almaya başlar.

 

Şimdiye kadar yapılan tüm çalışmalar doğrultusunda, çocukların resimlerdeki gelişimi beş evrede incelenmektedir;

 

  • Karalama Dönemi: 2-4 yaşları arasında gözlemlenmektedir.

  • Şema Öncesi Dönem: 4- 7 yaşları arasında gözlemlenmektedir.

  • Şematik Dönem: 7-9 yaşları arasında (ilkokulun başlama dönemi) gözlemlenmektedir.

  • Gerçekçilik  Dönemi: 9-12 yaşlarında gözlemlenmektedir.

  • Görünürde Doğalcılık Dönemi: 12-14 yaşlarında gözlemlenir.

 

Karalama Evresi:

 

Bu donemde resimler daha cok oyun amaclidir. Kağıt üzerinde gelişigüzel çizgiler kendini ilk10-12. aylarda, daha sağlıklı olarak ise 18. ay dolaylarında göstermeye başlar. Bu çocuğun hem motor gelişimi hem de kendini ifade etme arzusunu yansıtması açısından çok önemlidir. Doğduğu andan itibaren keşif süreci içinde olan çocuk, sürekli gözlem halindedir. Sürekli dokunur, ve bu dokundukları arasında kalem ve kağıt da bulunmaktadır. Önceleri eline aldığı kalemi amaçsızca kağıt üzerinde dolaştıran çocuk, ardında bıraktığı çizgileri gördükçe, bundan haz almaya başlar. Keşif ve icatlarına yenisini eklemiş olmanın verdiği haz artık sürekli tekrarlamak istediği bir zevk olmaya başlamıştır. 

 

Başlarda gelişigüzel olarak ortaya çıkan karalamalar, 1,5 yaş-4 yaş arasındaki dönemde, yetişkinlerin de anlayabileceği şekilde çizgiye döner ve bu süreç içinde ciddi gelişimi gözlemlemek mümkündür. Çizimler en başta kontrolsüz olarak karalamalar şeklindedir. Bu daha sonra kontrollü karalamalara dönüşür, daha sonra bu karalamaları bir objeyle benzeştiren çocuk bunları isimlendirmeye başlar ki bu döneme isimlendirilen karalamalar denebilir.

 

Özetle karalama dönemini üç aşamada değerlendirmek yerinde olur;

 

1- Düzensiz karalama dönemi; ilk dönemlerde çizilen gelişigüzel karalamalardan oluşur.

2- Karalamanın bilindiği dönem; çizim giderek daha anlamlı bir şekil alır.

3- Sembolik karalama dönemi; artık çocuk yaptığı çizimler hakkında bilgi verebilir.

 

Şema öncesi dönem:

 

Karalama döneminden şema öncesi döneme geçerken ilk göze çarpan çalışmalar, insan figürü olmaktadır.  Bu girişimler başta çok basittir, 3 yaşlar civarında başlayan insan figürleri içinde ayrıntı bulundurmayan kocaman bir kafadan ibarettir. 3,5 yaşa doğru insan figürü ayrıntılanmaya başlar; başı sembolize eden dairenin altına bacakları sembolize eden çizgiler eklenmeye başlanır.

Şema öncesi dönemde 4 yaş çocukları artık çöp adam evresine geçmişlerdir. Bu dönemde insan figürü en sevdikleri resim çalışmasıdır denilebilir. Artık çocuk tanımlanabilecek resimler çizme sürecine girerler. 5 yaş civarında  evler, ağaçlar, insanlar daha belirginleşirken  6 yaşlarda artık resimlerin konusu, kompozisyonu, sayfa üzerinde düzeni oluşmaya başlar. Bu dönemde çocuk resimleri hayallerle doludur. Renkler çok fazla ve farklı şekillerde kullanılabilir. Vücut oranları, onlara önemli olan duruma göre gerçeğinden abartılı olarak büyük çizilebilir. Bu fantezi dünyalarında çocuklara kesinlikle kısıtlama getirilmemelidir. Eğer ağacının pembe, bulutlarının mor olmasını istiyorsa, bunu yapması kesinlikle engellenmemelidir. Bu çocukların yaratıcı gelişimleri için çok büyük önem taşır.

 

Bu dönemde genelde insan figürleri önden çizilir, profil çizmeye geçiş gerçekleşmemiştir. Yaş ile birlikte çocuk sürekli gördüğü objeleri resmetmeye heveslenir ve çizmeye başlar. Bunları genelde herhangi bir kompozisyona oturtmadan, sayfada gelişigüzel bir biçimde ebat farklılıklarıyla çizerler. Resimleriyle ilgili konuşmayı çok seven çocuklar, yaptıklarını uzun uzun anlatmaya heveslidirler.

5 yaşından itibaren artık çocuk, resme başlamadan önce neyin resmini yapacağını bilir. 6 yaş itibarıyla gerçekçi resimler oluşur. Figürler sayfada bir araya gelmeye başlar. Ayrıca bu dönemde resimlerde saydamlık da gözükebilir. Mesela bir apartman resmi yapan çocuk, kendi evinin içini,dışarıdan görülecek şekilde çizebilir veya arabanın içinde kapının arkasında vücutları da çizebilir. Ya da annesinin karnındaki kardeşini çizen çocuk bizlere  saklı gerçekleri gösteriyor olabilir. Tüm bunlar dikkatlice değerlendirilmelidir.

 

Renk kullanımı 5 yaşına kadar sarı, kırmızı ve maviyle başlarken, yaş ilerledikçe daha parlak renkler kullanılmaya ve kullanılan renklerin sayısı artmaya başlar. Bu dönemde kullanılan renkle figür arasında bir bağlantı olma zorunluluğu yoktur. Çocuk kırmızı insan çizebildiği gibi, sarı rengini gökyüzü için de kullanabilir. Hangi renkleri seviyorsa, o an hangilerini kullanmak istiyorsa onu kullanır. Resimlerinde kirmizi rengi tercih eden cocuklarin daha iddiaci ve saldirgan olduklari; sıcak renkleri seçen çocukların genelde sevecen, sıcakkanlı kişiler oldukları, resimlerinde soğuk renkleri seçen çocukların ise iddiacı, çekingen ve zor kontrol edilebilir çocuklar olduğu düşünülmektedir. Gelişim açısından bakıldığında, çocukların resimlerindeki renk seçimleri soğuk renklerden sıcak renklere geçiş yapar.

 

Şematik Dönem:

 

Şematik dönem yaklaşık 7 yaşlarında başlar. Sadelestirme-basitlestirme donemi denilebilir. Şekil kavramının geliştiği bu dönemde çocuğun bir olayı ya da objeyi nasıl görüp değerlendirdiği, ona karşı yüklediği duygusal anlamı şemanın oluşunu belirler. Bu dönem itibarıyla insan figürlerinde ayrıntılandırmalar artmaktadır. İnsan çizimleri yalnızca önden değil, profilden de çizilmeye başlar. Artık kendilerine özgü bir bakış açısına sahip olmaya başlayan 8 yaş çocuğu, çizimlerinde nesneler arası ilişkileri göstermeye başlarlar. Oranları daha doğru olarak çizilen bu resimler görsel gerçekçilik dönemi olarak nitelendirilebilir. Çocuk artık bu dönemde, bir insan, ağaç ve araba figürünü birbiriyle ilişkilendirerek çizer. Bu dönemin en önemli özelliklerinden biri artık “yer çizgisi” ni kullanmaya başlamasıdır. Bu çocuğun kendisiyle çevresi arasındaki ilişkiyi anladığına işarettir. Bununla beraber yavaş yavaş kağıdın üst kısımına gök çizgisi de çizilmeye başlanır. Tüm bu yer ve gök çizgileri, çocuğun obje ve kendi imajıyla, yer ve gök arasındaki bağlantıyı kavrayacak zihinsel olgunlukta olduğunu gösterir. Ayrica kusbakisi resim cizimleri agirliktadir.

 

Bu dönemde çocuk artık yalnızca kendiyle ilişkili durumları değil, başkalarının birbirleriyle olan mantıksal ilişkilerini de göstermeye başlar. Benmerkezcilik döneminin ortadan kalkmaya başlamasıyla beraber, çocuk artık daha objektif olarak kendisinin farkına varır ve kendisini dünyanın merkezi olarak görmez, çevresindeki her şeyin daha çok farkına varır, bu da çizimlerine  bu şekilde yansır. Bununla beraber  çok hareketli ve aktif çocuklar, resimlerindeki figürlere daha fazla hareket vermektedirler.

 

Gerçekçilik Dönemi:

 

Önceki yaş dönemlerine göre, çizgilerinin daha ayrıntılı ve gerçeğe yakın olduğu söylenebilir. Ergenlik öncesi dönemi içeren bu yaşlarda artık çocuklar resimlerini göstermeyi ve açıklamayı sevmeyebilirler. Artık eskiye nazaran özgür çizimler ortadan kalkmaya başlar ve normlara uyma kaygısıyla beraber bol ayrıntılı resimler gözlemlenir. Figürlerle objeler arası ilişki kurallara uymaya başlarken, perspektif artık tam olarak oturmaya başlamıştır.

 

Konu seçiminde artık cinsiyet farklılıklari gözükür. Önceki dönemlerde hem kız hem erkek çocukları benzer resimler çizmeyi tercih ederken, bu dönemde; erkek çocuklar daha çok araba, uçak, savaş sahneleri gibi resimler çizerken, kız çocuklar daha çok çiçekler, bebekler, giysilerini ayrıntılandırdıkları kadın figürleri, bahçeler çizme eğilimindedirler.

 

Görünürde Doğalcılık Dönemi:

 

Bu dönem ergenlikle örtüşmektedir, dolayısıyla cinsel ögelerin resimlerde büyük ölçüde belirginlestigi soylenebilir. Oranlarda boyut kadar derinlik de sağlıklı bir şekilde verilmeye başlanır. Renkleri artık doğru şekilde kullanma söz konusudur. Nesneler orantılıdır ve perspektiflidir.

 

Çocuk çiziminin gelişme evreleri: fizyolojik gelişimsel bir bakış;

 

14 Ay civarı: Bu dönemde organize olmayan, dalgayı andıran yatay çizimler gözlemlenir. Çocuklara sorduğumuzda bize karalama gibi gelen bu çizimler, onlar için içerisinde bir çok şey barındırdığını anlatabilirler.

 

18 Ay civarı: El-kol-kas gelişiminin ve kontrolünün arttığı bu dönemde, yatay çizgiler artık dairesel şekillere dönüşmeye başlar.

 

2 Yaş dönemi: Bu dönemde el ve kol kaslarının gelişiminin yanında, bilek ve parmak kasları da kullanılmaya başlanır. Yatay-dikey çizgilerin yoğunlaştığı bu donemde karalamalarda azalma gözlemlenir. Sadelik içeren, genellikle farklı anlamlar taşıyan (çocuğun adlandırmasına göre) çiçek, şeker, ağaç gibi çizimler sıklıkla tekrarlanır. Bununla beraber basit insan çizimi de, “kocabaş” olarak adlandırılan kocaman kafanın, ince bir vücudun olduğu ya da hiç vücut çizilmeyen şekilde resmedilmeye başlanır.

 

4-5 Yaş dönemi: Bu dönemde daha çok insan figürleriyle uğraşan çocuklar, cinsiyet ayrımının oluşumunu tam gerçekleştiremedikleri için kadın-erkek figurlerini biririne çok benzer şekilde resmedebilirler. Basit şekillerin, kompozisyon olmaksızın çizildiği bu dönemde, çocuklar sıklıkla ağaç resmini yapmayı da tercih ederler, genelde bir yuvarlak ve iki çizgiden oluşan bu ağaç resimleri, çocukların çizimlerinin vazgeçilmezlerindendir denilebilir. Bu dönemde 2 yaş dönemine nazaran insan çizimlerinde kol, bacak gibi vücut bölümleri de doğru olarak yerleştirilmeye başlanır. Fakat yine de kol ve bacaklar şekilsel açıdan daire şeklinde olabilmektedir.

 

7-9 Yaş dönemi: Ayrıntı dönemi olarak da adlandırabileceğimiz bu dönemde çocuklar artık el ve parmaklara kadar çizmeye başlarlar, buna kıyafetler hatta kıyafetlerin düğmeleri, süsleri de eklenebilir. Bu dönem daha çok geometrik izler taşır, yuvarlak kafa, kare vücut vs.

Bu dönemde düşünme bu duyguların rahatça yansıtıldığını, çizimlere eklenen ağaç, yaprak gibi detayların artmasının yanı sıra: ağız, el, kol gibi ayrıntıların oranlarındaki değişikliklerden görebiliriz. Çocuklar kağıdın zeminini taban olarak kullanırlar. Perspektif oluşumuyla beraber eşya çiziminde de artış gözlemlenir. Artık çocuklar bu dönem itibarıyla resimi bir iletişim aracı olarak kullanmaya başlarlar.

 

9-11 Yaş dönemi: Bu dönemin en önemli özelliği realizmin gözle görülür şekilde artmasıdır. Kiz, erkek, genç, yaşlı çizimleri; cinsiyet ayrımı; taban ve ufuk çizgileri netleşir. Renk uyumu ve estetik kaygısı kendini gösterir...

 

 

bottom of page