CEYDA USKAN KODAL
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG & ÇİFT VE AİLE TERAPİSTİ
Hayal Olması Gerçek Olmayacağı Anlamına Gelmez
Gözlerinizi kapatın ve küçüklük döneminizi hatırlamaya çalışın. “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna verdiğiniz cevaba şu an ne kadar yakınsınız? Şüphesiz hayaller, düşünmenin başlamasıyla beraber her daim yaşamımızın içindeler. Çocukluk döneminde oynadığımız oyunlarda, ergenlik döneminde kariyer seçiminde, yetişkinlik döneminde evlilik düşüncelerinde vs… Hayal kurmanın sınırı yok, peki bunlara ulaşmak için bir şeyler feda ediyor muyuz? Bazıları için belki evet, ama bazıları var ki “çok uç” olarak nitelendirilip sadece hayal boyutunda bırakıyoruz.
Ebeveynler genelde, kendi çocukluklarında istedikleri ve yapamadıkları neyse, çocuklarını bu tarafa yönlendirme eğiliminde oluyorlar. Belki bu durumda asıl önemli olan noktayı, çocuklarının hayalini gözden kaçırıyorlar. Bize doğru ya da yanlış gelsin, çocukların deneme yanılma yoluyla seçim yapması çok sağlıklı olacaktır. Bırakın kendi hedeflerini belirlesinler; olmazsa yenisini denesinler. Unutmayın ki öğrenme ve karar verme, deneyimleme yoluyla oluyor. Bu süreçte yapabileceğiniz en doğru şey onları desteklemek olacaktır.
Çocuklar için ergenlik dönemine girişe kadar en önemli şey, ailesi tarafından onay almaktır. Aldıkları bu onaylar onlar için özgüven gelişimini destekler. Özgüven içinde iki unsur barındırıyor, bunlar:
İç Özgüven: Kendini sevme, kendini tanıma, kendine açık hedefler koyma, pozitif düşünme, başarısızlıklarından ders çıkartma.
Bir de dışarıya bunlarla ilgili yansıttığımız görüntü olan dış özgüven vardır ki o da; iletişim, kendini ifade etme, duygularını kontrol etmeyi içeriyor. Eğer erken çocukluk döneminden itibaren çocuğunuzun hayallerini dikkate alıp desteklerseniz, çocuğunuz özgüveni yerinde bir birey olacaktır. Hayalleri üzerine düşünebilen, bunlara ulaşmaya çalışan ve büyük ihtimalle de sonunda ulaşan…
Biz yetişkinler de, aynı çocuklar gibi, yeni bir işe başlayacağımız zaman “ya yapamazsam?” sorusunu sık sık kendimize soruyoruz. Ama “ya yapamazsam” dediğimiz şeyleri yapan birileri mutlaka bir yerlerde var olduğunu da biliyoruz. Peki sizin onlardan farkınız ne? İnanmak başarmanın yarısıdır derler ama yarısından bile fazladır diye düşünüyorum. Kişi, inandıkları doğrultusunda motive oluyor ve bu motivasyon olmadan da hedeflerimize ulaşmamız pek de mümkün olmuyor. Tüm bunlarda vurgulamak istediğim çocuğunuzun isteklerine karşı pozitif, anlayışlı, destekleyici ve motive edici olmanız. Çocuklarınıza istediği şeyleri yapma özgürlüğü tanıyın ve mutlaka başarabileceği duygusunu aşılayın. Başaramamaları ihtimalinde de başka alanları denemesinde destekleyici olun.
Çocuklarınız için ilk etaptaki en önemli rol-model olan sizler, onların kendilerini geliştirmeleri için çok büyük önem taşıyorsunuz. Çocuklarınıza örnek olacak davranışlarda bulunun, alanlarında başarılı olan kişileri tanıtın, olabildiğince farklı ortamlara sokup farklı deneyimler yaşamasını sağlayın. En önemlisi bırakın çocuğunuz hayal kursun, ve uygulamaya çalışsın!